06 Şubat
2017 Ayvacık - Gülpınar'da (Mw=5.5, KRDAE, Mw=5.3, AFAD, Mw=5.4, ÇOMÜ) 06:51 de orta büyüklükte bir deprem olmuştur. Bu deprem sonrası 277
adet buyuklu 5.3 ve daha küçük 277 deprem daha meydana gelmiştir. Depremler yer
kabuğu içinde ortalama 10 km (KRDAE, ÇOMÜ) sismojenik zon içinde dağılım
göstermektedir. İlk çözümler depremlerin, Biga Yarımadası Yenice fayı
doğrultusu boyunca Kestanbol fay zonu çevresinde KB-GD yönlü normal
atım bileşeni baskın ve yanal atım bileşeni düşük fayların kırılması
sonucu oluşan depremleri işaret etmektedir. Gerek 06:51 depremi gerek
diğer 2 adet 5.3 büyüklüğündeki depremlerin çözümleri tekrar incelendiğinde
bölgede hemen hemen KB-GD yönlü normal
bileşeni baskın olan faylanma karakteri göze çarpmaktadır. Depremler Çanakkale
merkeze de yaklaşık 80 km uzaklıkta denizde olmuştur. Bu özellikli depremler bölgenin teknonik
yapısı ile uyumlu olup bağımsız niteliktedir. Deprem enerjisi itibariyle
yapısal hasar oluşturabilecek özellikte olmayıp, mühendislik yapıları dışında
hasar etkisi zayıf olarak tanımlanabilir. Diğer yandan bölgede denge halindeki heyelanları
az da olsa harekete geçirebilecek bir depremdir. Bunun dışında kırsal
bölgelerde betonarme olmayan ve mühendislik niteliklere sahip olmayan yapılarda
orta şiddetli hasar oluşturabilecek depremdir. Normal faylanma ve bağımsız karakterli bu tür faylanmaların
neden olduğu depremlerin belirli bir süre daha devam etmesi beklenmektedir. Depremin ÇOMÜ istasyon kayıtları kullanılarak kaynak spektral analizi sonucu büyüklüğü
5.4 olarak hesaplanmıştır (Şekil 1).
Bölgenin depremselliği
olarak bilinen depremlerin zamanda ve mekandaki (uzaysal) dağılımları aletsel
dönem olarak da bilinen 1900 yıllarından sonra oluşan depremler incelendiğinde
(Şekil-2) bölgede bu depreme eş değer ve daha büyük depremleri görmekteyiz.
1912 depreminden bu yana 1983 yılına kadar büyüklükleri 6.1 ile 7.3 arasında
değişen 12 deprem kuzeybatı Ege ve Biga yarımasında oluşmuştur (Şekil-2).
Bunlardan en önemlileri 1912 Mürefte (M=7.3) ve 1953 Gönen (M=7.3)
depremleridir. Her iki deprem
içinde olasılıksal çalışmalar, depremin tekrarlama
aralığı 60-130 yıl olduğunu göstermektedir.
Bu deprem ait mekanizma
çözümü (Şekil-3) depreme neden olan faylanmanın normal bileşeni baskın düşük yanal
atımlı bir karaktere sahip olduğunu göstermektedir. Bölgemizin ve Anadolu’nun
teknonik görünümü ve karmaşıklığı ele alındığında gerilim alanları olarak da
tabir ettiğimiz büyük deprem oluşturma potansiyeline sahip faylar gelecekte de
benzer enerjiye sahip depremleri üreteceklerdir. Kesin zamanı bilinmemekle
beraber oluş yerleri bu tektonik alanlar
içeresindedir. Bölgemiz Anadolu’nun en etkin deprem bölgelerinden birisidir. Bu
ve benzer enerjili ve de daha büyük depremlerin yapısal hasarlarının en aza
indirgeyebilmek için özellikle şehirleşme alanlarında yapı stoklarının fiziksel
durumları, zemin koşulları çok iyi bilinmeli ve gerekli görüldüğü durumlarda
zemin ve yapıların teknik analizleri yapılmalıdır.
Ege bölgesi tektonik
özellikleri ve depremlerine bakıldığında
bu tür karakterde depremlerin sık aralıklarla fakat küçük ve orta
büyüklükte oluşabildiği görülmektedir. Bu büyüklükteki bir depremin doğası
gereği belirli bir süre bu depremin büyüklüğünden en az 1 birim düşük olmak
üzere artçıları beklenmektedir. Deprem bölgesinde
hasar ağırlıklı olarak yığma taş yapılarda gözlenmiştir. Bu bakımdan özellikle başta bu tür yapılar
olmak üzere orta ve ağır hasarlı yapılara
tekrar girilmemesi önerilmektedir.
Doç. Dr. Tolga Bekler
Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Sismoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Kısaltmalar
COMU: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
KRDAE: B.Ü. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü
AFAD: Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı